YESAM’ın Kasım ayındaki konuğu, 9 Eylül Üniversitesi Arkeoloji bölümü Prehistorya Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç Dr. Ahmet Uhri idi. Anadolu Mutfak Kültürü Kökenleri hakkında bir seminer veren Uhri, eğlenceli ve hareketli konuşma tarzı ile konuşmasında katılımcılar ile ilginç bilgiler paylaştı.
“Günümüzde acı, ekşi, tatlı, tuzlu, buruk gibi tat duyusuyla algılanan tadların oranlarını ayarlayarak, besinlerin niteliklerini hesaba katarak ve sağlık koşullarını dikkate alarak bir yemeği uyuma götürme sanatı olarak tanımlanabilecek yemek yapma, elbette başlangıçta bu amaçlarla yapılmıyordu” diyerek sözlerine başladı.
“Değişik bitkileri, hayvansal ürünleri ve baharatları karıştırarak yemek yapmanın, olasılıkla Neolitik Çağ başlarında yayılmaya başladığı varsayımında bulunulabilir. Bu yayılımdan nasibini alan en önemli coğrafya ise Mezopotamya ve Anadolu’dur.
Urfa yakınlarında bulunan Göbeklitepe bu tarihlerde halen avcı ve toplayıcıların dünyasına ait bir yer olmakla birlikte; Neolitik Devrim’i gerçekleştirmek ve bilinçli üretim yoluyla besin sağlamada temel değişiklikleri getirecek çiftçiliğe dayalı bir yaşam tarzını keşfetmek üzere olan avcı bir kültürün çok etkileyici kapanış evresini temsil etmektedir.
Yapılan kazılarda ortaya çıkan, tarım ve evcilleştirmenin ilk Anadolu topraklarında ortaya çıkması ile ilk üretilen bitkiler ve evcilleştirilen hayvanlar arasında buğday, arpa, mercimek, bezelye, burçak, keten, kenevir, köpek, koyun, keçi, ve domuz vardı.
Bitkisel besin maddeleri arasında ilk olarak etler daha sonrasında ise tahılların pişirilerek yendiği tahmin edilmektedir. Etlerin pişirilmesinde iki yöntem kullanılmıştır, kızartma, közleme ve tandır metodlarının kullanıldığı kuru sıcaklık ve haşlama metodunun kullanıldığı nemli sıcaklık”, diyerek Neolitik çağda kullanılan farklı ürün ve pişirme yöntemlerine de değinen Uhri, daha sonra Kaltolitik çağ ve erken Tunç çağına anlattı. Seminerin sonunda katılımcılara Hitit mutfağından örnek et ve ekmek çeşitleri sunuldu.