Yemek kültürü araştırmacısı ve yazarı Aylin Öney Tan, Türk mutfağının en temel ve önemli ürünlerinden sayılan bulgur ve kullanım alanları hakkında sunduğu seminerde büyük ilgi gördü. Yüzyıllardan beridir Anadolu mutfağında büyük bir yere sahip olan bulgur ile ilgili seminerde Tan özetle şunları söyledi:
“Tarımın dünyada ilk başladığı yer Güney Doğu Anadolu bölgemizde, Bereketli Hilal olarak anılan Mezopotamya’dır. Göbeklitepe kazılarında en eski yabani buğday türleri bulunmuş, tarıma geçişin ilk izleri burada tespit edilmiştir. Türkiye toprakları dünyadaki ilk buğday örneklerinin bulunduğu bir coğrafyadır. İlk tarıma altına alınan einkorn (Triticum monococcum) ve emmer (Triticum dicoccum) yaklaşık M.Ö. 10,000 yılından beri temel besin kaynağıdır. Buğday sayesinde ilk tarım topluluklarının oluşmuş, sonrasında ise ilk Anadolu medeniyetlerinin kurulmuştur.
Anadolu’da yaşamış olan tüm kültürlerde buğday başağı bolluğun bereketin sembolü olmuştur. Kubaba, Tammuz, Demeter, Ceres gibi Bereket Tanrı ve Tanrıçalarının elinde hep bir buğday başağı vardır. Buğday medeniyettir.
Gaziantep’te bulgur yapımı köklü bir gelenektir. Eskiden şehrin eteklerinde bulgur kazanları kurulur, bulgur yaygıları yayılırdı. İmece usulü yapılan bulgur aynı zamanda bir sosyalleşme aracıydı.”
Daha sonra Tan, bulgurun yemeklerdeki kullanım şekilleri, ve pişirme tekniklerinden bahsetti ve günümüz genç şeflerinin bulguru farklı formlara sokarak yer verdiklerini davet mönülerini paylaştı.
Seminerden sonra katılımcılara farklı pişirme ve bulgur çeşitleri kullanılan analı kızlı, müceddere, altı cacıklı fellah köftesi, bulgur helvası gibi bulgurlu lezzetler ikram edildi.
7 Kasım 2016