Yemek kültürü üzerine birçok kitabı bulunan İlhan Eksen’in sunduğu seminer tarih dersi ile başladı. Mutfağın oluşumu ve bunda tarihin, coğrafyanın ve insanların etkilerini detaylı olarak anlatan Eksen, Bizanstan itibaren günümüze kadar gelen sürece de değindi. İstanbul’un içinde barındırdığı farklı etnik grupların, aynı malzemeleri kullanarak gelenekleri ve inançları doğrultusunda oluşturduğu farklı yemeklerin her birinin İstanbul’un yemek kültürüne zenginlik katması ile İstanbul mutfağı genişlemiştir. İlhan Eksen, Ermeni mutfağı, Rum mutfağı ve Yahudi mutfağı gibi farklı etnik grupların mutfak kültürleri ve yemeklerinden bahsettikten sonra İstanbul’daki balık bolluğunu anlatarak sözlerine devam etti. Osmanlı dönemlerinin sonuna doğru mutfaklardaki batı etkisi ve açılan restoran ve pastaneler ile yemek kültüründeki değişimlere de değinen Eksen, son olarak ise Anadolu’dan gelen göçler sayesinde Anadolu mutfağının ve globalleşme kapsamında ülkemize giren yabancı menşeili zincir restoranların varlığı ile farkılaşan yemek yeme anlayışı ile devam etti. Sözlerini Makedonyalı Aşık Üsein’in meşhur deyişi ile bitirdi:
“Bir zaman dünyada sağ olursem
İstanbul içinde mukim olursem
Bu yemekleri hergün bulursem
İsterse altı ay Ramazan olsun”
Seminerden sonra, katılımcılara İstanbul pilavı, midyeli lahana sarma, papaz yahnisi, pırasa köftesi, Çerkez tavuğu ve su muhallebisi ikram edildi.
5 Mart 2015