Gaziantep mutfağı araştırmacısı ve yazar Filiz Hösükoğlu’nun sunduğu seminer YESAM’da katılımcılar tarafından ilgi ile izlendi. Filiz hanım, konuya Antep’in tarihçesini anlatarak başladı. “Anadolu’nun ilk yerleşim alanlarından olan, şehir birçok krallığa ve imparatorluğa ev sahipliği yapmış ve en son olarak 1. Dünya savaşı sırasında İngiliz ve Fransız işgaline karşı 11 ay direndikten sonra Gazi ünvanına layık görülerek, Gaziantep adını almıştır.
Coğrafi konumu itibarı ile Mezapotamya ve Akdeniz arasında bulunan Gaziantep, Akdeniz ve Doğu Anadolu iklimleri özellikleri gösterir, bu sebeplede toprağın %99’u tarıma elverişlidir.”
Gaziantep mutfağının bileşenlerinden bahsederek konuya devam eden Filiz hanım şunları ekledi;
“Antep yemek kültürünü oluşturan en temel öğelerden biri koyun etidir. Yemeklerde sadeyağ kullanılıdığından, Antep’in zeytinyağı kültürü olmadığı söylenilir ama vardır. Özellikle Nizip’te ve Kilis’te üretilen zeytinyağı yoğun olarak şehirde tüketilmektedir. Tahıllardan bulgur, mercimek, maş, fasulye, döğme ve firik en sıklıkla kullanılan tahıllardır. Kış hazırlıkları olarak yapılanlar arasında asma yaprak basma, dolmalık kurutma, salça yapımı büyük önem taşır. Özellikle yazın Antep’te balkonlara kurutulmak üzere serilmiş tepsi tepsi salçalar çok doğal bir görüntüdür.”
Mutfağın bileşenlerini 7 ana bölümde toplayan Hösükoğlu, sırası ile kullanılan sebzeler, baharatlar, baklagiller ve mutfakta kullanılan araç gereçler ile ilgili bilgiler paylaştı ve Gaziantep yemek kültürünün sağlıklı Akdeniz beslenme modeli ile örtüştüğünü belirtti.
Seminerin ikinci kısmında ise, Gaziantep’in meşhur baklavası anlatımı, katılımcıların ağzını sulandırdı. Hösükoğlu, resimler ile beraber, baklavanın yufkasının açılmasından, sofraya gelene kadar ki süreci anlatarak seminerini bitirdi.
Seminerden sonra katılımcılara, ayran eşliğinde zeytin böreği, yeşil erikli taze yaprak sarması, sarımsak kebabı, şiveydiz ve Antep peynirli irmik helvası ikram edildi.
25 Mayıs 2013