Yaklaşan kutsal Ramazan ayı öncesinde YESAM’da ‘Nerede o eski Ramazanlar’ başlıklı bir sunum gerçekleştiren gazeteci ve mutfak araştırmacısı Nedim Atilla, İstanbul ve Anadolu’dan eski Ramazan geleneklerini anlattı…
Nedim Atilla özetle şu bilgileri verdi:
“Ramazan ayı İslam dünyası için en kıymetli aydır. Ramazan İslam dünyası için 14 yüzyıldır heyecan demektir. Hazırlıkları, ritüelleri, iftar gelenekleri, eğlenceleri ve en sonunda coşkuyla karşılanan bayramıyla, yüzyıllar içinde gelişerek kendine ait mistik bir dünya oluşturmuştur. Eski gazete yazılarını karıştırdığımda görüyorum ki, bugünün görmüş geçirmiş insanlarının dediği gibi, o zamanlar da sık tekrarlanan bir serzenişmiş, “Ah nerede o eski Ramazanlar?..” demek.
‘Rüyet-i Hilal’i, yani yeni ‘ay’ı ilk gören müftüye koşturur; bunu bir mizansen içinde şahitlerle ispat eder; ardından camilerin ışıklandırılmasıyla ve dahi davullar çalınarak Ramazan ilan edilirmiş. Yeni hilalin görünüp görünmemesine göre Şaban ayı bazen 28 bazen de 29 gün sürer; Ramazan da buna göre bir gün uzar ya da kısalırmış. Bundan sonra iş ‘muvakkıthaneler’inmiş. İftar ve imsak vakitlerinin belirlenip camilere ilanı ile Ramazan düzeninin sağlanması için…
Ramazan ayı boyunca büyük kentlerin çarşıları, tahmin edeceğiniz gibi, her zamankinden kalabalık, renkli ve hareketli olurmuş. Ana cadde üzerindeki baklavacı, helvacı, tel kadayıfçı ve muhallebiciler en yoğun günlerini yaşarmış. Evlerde de Ramazan hazırlığının en önemli parçası yufka açıp hazırlamakmış. Bu işleri beceren kadınların, yani ‘profesyonel yufka açıcılar’ın yevmiyeleri de Ramazan yaklaştıkça yükselirmiş. Bu hünerli hanımlar evlere davet edilir, ev ahalisinin de katılımıyla hamurlar tutulur, açılan yufkalar sac üzerinde gevretildikten sonra serin odalarda üst üste saklanırmış.
Aşçı dükkânları da kendilerine göre hazırlıklar yaparlar, mönülerine iftar için yeni yemekler ilave ederlermiş. İftardan çok önce taze yemekler hazırlayan bu lokantalar sahura kadar da açık kalırmış. Daha sonra dükkânlarını temizleyip yatarlar, öğle namazı saatinde uyanıp yeni iftarın hazırlıklarına başlarlarmış. Her zaman olduğu gibi, o zaman da lokanta erbabının işi oldukça meşakkatliymiş; özellikle de Ramazan aylarında…”
Ramazan gelenekleri ile dolu bir seminerden sonra katılımcılar, geleneksel Ramazan lezzetlerinden tatma şansı buldular.
27 Haziran 2013